23–24 Eylül, Sevilla ve Cordoba

Melda Onur
2 min readSep 23, 2020

--

Akdeniz’de pozisyon kapma kavgasının göbeğinde olan Sevilla tartışmalarının, bizim 34 yıl önce Sevilla’ya ilk ayak basışımızla aynı güne denk düşmesi tamamen tesadüf.

Lizbon’daki tek günümüzün ardından istikamet yeniden İspanya idi.

(önceki bölümler için https://medium.com/@meldaonur/lizbon-22-eylül-1986-8861f0209853 )

Bu kez İspanya’yı güneyden gezecektik. Artık İstanbul’dan aldığımız bilet bitmişti. Geri dönüşte her tür vasıtayı kullanacaktık. Lizbon’dan Sevilla’ya trenle gittik ve gece boyunca 2 aktarma ile 3 tren değiştirdik. Ablam hala aktarmalardan birisini hiç hatırlamadığını muhtemelen uyuyarak aktarma yaptığını söyler durur. Ama sınırı geçmek için elimizde valizlerle uzun bir yolu yürüdüğümüzü hatırlıyorum. Bir de Sevilla’ya giden trende bize çiçek veren yakışıklı sempatik İspanyol tren görevlisini unutmadık.

23 Eylül Sabahı Sevilla’da idik. Daha önce İspanya’nın merkezini gezmiştik, ama Güney İspanya, Andalucia bambaşkaydı. Daha adımımızı atar atmaz bizi saran tatlı Akdeniz iklimi, beyaz evler, sardunyalı yeşil pencereler, avlulu evlere hayran hayran bakıyorduk.

Isabel’in bahçeleri

Sevilla’da ilk gittiğimiz yer Kraliçe Isabel’in bahçeleriydi. Hani şu Yahdileri İspanya’dan süren zulmeden zalim Hükümdar. Aynı zamanda da Kristof Kolomb’un ve keşiflerinin sponsoru. Isabel’in Sevilla’da yaşadığı yer ve dillere destan bahçeleri, dönemsel gücünün de bir kanıtı.

Ablam Isabel bahçelerinde ve Altın Kule’de aynı silüette, 1986 ve 2015

Ardından Sevilla’nın dar sokaklarından yürüyerek nehir kenarına geldik. Sevilla ile özdeşleşen Altın Kule ile buluştuk.

Yıllar sonra aynı

Sevilla’ya daha sonra 1997 yılında bir iş için gittim. Aynı güzelliği duruyordu, eski şehrin silüeti bozulmamıştı. Yalnızca 1992’de Expo’ya ev sahipliği yaptığı için şehrin bir bölümü bu etkinliğe dair yapılar inşa edilmişti; nehrin üzerine bir de modern köprü.

Sevilla bizim Costa del Sol için duraklarımızdan biri oldu. Burada konaklayıp ertesi gün ünlü Cordoba’ya gittik, şehri ve Camisini gezdik. Akşam üstü yeniden Sevilla’ya döndük ve Sevilla’yı doyasıya gezdik. Arena’dan Plaza Espana’ya sımsıcak bir güneş ve tatlı bir Akdeniz iklimi de bize eşlik etti.

Becquer’in eteklerinde

Pek çok Alcazar, pek çok bahçe, park, heykel gördük, tek tek bulduk. Ama çok azının fotoğrafını çekebilmişiz. İspanyolca kursunda son sınıfta İspanyol şair ve yazar Adolfo Becquer’in kitabını okumuştuk. Tabii bu seyahatte İspanyolca kursundan bildiğimiz, okuduğumuz her şeyi bulup canlı canlı görmek istiyorduk. Becquer’i okudukça sevmiştim. Altında fotoğraf çrktirdiğim ender heykellerden biri de onundu.

--

--

No responses yet